bugün

entry'ler (89)

kıyamet mevsimleri

Ali Emre’nin ilk şiir kitabı olan Kıyamet Mevsimleri’nin yeni baskısı Okur Kitaplığı’nca yapıldı.
Daha önce Asanat Yayınları ve Şule Yayınları tarafından basılan kitabın üçüncü ve yeni baskısında, ilk baskılarda yer almayan fakat kitaptaki şiirlerle aynı dönemde yazılan bazı şiirler de yer alıyor. Ayrıca şairin bazı şiirlerde değişiklikler yaptığını, bazı şiirleri gözden geçirdiğini de belirtmek gerekiyor.
80 sayfalık kitap, “Çocuk: O Kuralsız Yalan”, “Bir Ninni Bir Yâsin”, “Dönüş”, “Hınçlı Kızlar Tarihi”, “Kıyamet ve Dirim Sözleri” adlarını taşıyan beş bölüme ayrılmış. 40 şiirin yer aldığı kitapta hem lirik şiirlere hem de sosyal ve siyasal niteliği baskın olan şiirlere yer verildiği görülüyor.
Ali Emre’nin daha çok gençlik yıllarına tekabül eden bu şiirler; daha sonra yayımlanan “Milyon Sesli Mızıka”, “Onarılmış Yas Bitiği” ve “Yeryüzüne Dağılan” adlı şiir kitaplarının hazırlayıcısı olarak da görülebilecek bir içeriğe sahip. (tanıtım Bülteni'nden)

yeryüzüne dağılan

şair ali emre'nin dördüncü şiir kitabı.

kasım 2012'de okur kitaplığı tarafından yayımlandı.

88 sayfadan oluşan bu yeni kitap; “aralık kapılar”, “iyilik yorar” ve “bin yıldır üşüyen evde” adlarını taşıyan üç bölüme ayrılmış. Kitapta toplam yirmi altı şiir yer alıyor.

adıyla uyumlu bir içeriğe sahip olan kitapta, zaman zaman kişisel duygu ve açıklamalarına yer verilse de acının, öfkenin, direnişin ve umudun sesiyle örtüşen şiirler daha fazla öne çıkıyor.

yaşadığımız ülkedeki çeşitli insanlık hâllerinin, acı ve hüzün tablolarının yanı sıra ortadoğu coğrafyasındaki gelişmelerin, direnişlerin, farklı insan seslerinin ve yüzlerinin de bu şiirlere doğal bir zemin oluşturduğu görülüyor.

tarih güncel olanla buluşarak; kara bir lirizm, epik bir sesin içinde büyüyerek yeryüzünün çeşitli bölgelerine ışıklar ve çığlıklar düşürüyor. ağaçları ve kuşları bile maviye boyayan kapak tasarımı da şairin özgürleşme çağrısı ve savaşımıyla bütünleşmiş görünüyor.

kitabın arka kapağında şu dizeler yer alıyor:

Mutlu ölüm yoktur o yüzden gövdeyi sağır eden bir kin varsa
Geyiklerden, yılışık konçertolardan, borsalardan kaçıp
Ekmeği tuzla tartmaya alışmışsa insan
Birikmişse kırbasında sözün öfkesi
Gidip o mübarek kana dokunmak ister
O çocuklara, o babalara bakmak ister Tanrının avlularından.
Bir rövanş bekler, yeni bir raunt, bir yekinme daha
Puştluğun ümüğüne basmak ister
Yezitliğin kuyruğuna.

mürekkep

cemal şakar'ın, ekim 2012'de okur kitaplığı'ndan çıkan öykü kitabı.
99 sayfa.

arka kapak yazısı şöyle: "mikail'in kanatlarında, selahaddin'in bakışında kalan ortak kalbimizin acıya yaslanan cam içi/dışı öyküleri. camın ortasındaki bize kışkırtılarak gösterilen ve aslını görmek istemediğimiz acının, diri gerçekliğin öfkeli satırları. i̇çimize eğen, içimizi kanatan, yakan türkiye ve i̇slam coğrafyası fotoğrafları.

üstelik türk öykücülüğünü modernist-postmodernist hizadan yapı olarak kaydıran yeni ve zorlu biçimler içinde şaşırtıcı. hızlı efektlerle bilincin ve gerçekliğin patlamasına bağlanıp simülasyona girmeme kararında bir biçim. "keşke bu son olsaydı ey sevgili okur!" diyen öyküler, kılıç, hançer, bıçak, yangın, bomba imgelerine yaslandığı kadar dile de anlattığının dehşetengiz suretiyle yeni yükler getiriyor."

dünya lekesi

seyyidhan kömürcü'nün everest yayınlarından çıkan şiir kitabı.
70 sayfa. şubat 2012 tarihli.

"sonra madem insan kal adında bir beladır
insan dalgın bir belgedir kendisiyle hayat arasında
neden eve dönmekten ibarettir hayat
neden bazen simsiyah bir doğruyla denilir
devletin ve Allah'ın en iyi fikridir kış
bütün evlerin en mükemmel hatasıdır baba

başka incirin yarasını başka incir de bilmez gibi
talandır bu herkesle herkes olmak
kopan umur, ufalan ödün adıyla
iki lekenin birbirine dağılmasına sadece aşk mı denir
diğer zeytinin diğer zeytine fethi gibi
dilerim herkesin vaktiyle adı sinem olan
uzun bir yasa değer eli
sinem!
o kadar
o denli"

olmayanım içinizde

70 sayfalık kitap iki bölümden oluşuyor.
okunduğunda insanı çeken, diri şiirler.
genellikle lirik.

"kararsın diye gözleri durup bekleyen kadınlar tanıdım
çıkılacak sanıyorlardı kuyudan derin söyledikçe
adları bağışlamayla anıldı
bağışlamak sayıklanmış bir şeydi en çok da
o nehirli yüzlü söylenceden bu yana böyle" (s. 7)

aşağılık sanat

bir osman çakmakçı kitabı.

160. kilometre yayınlarından. 160 sayfa.

üç bölümden oluşan kitapta şair-yazar osman çakmakçı, 1990-2011 yılları arasında kaleme

aldığı şiirleri ilgili yazılarını bir araya getirmiş.

şiir bilinci

Ali Galip Yener'in "Şiir Okuru için Teorik Tespitler Defteri" alt başlığıyla yayımladığı inceleme kitabı.

Hece Yayınları'ndan çıkan kitap 168 sayfa.

bugün konuştuklarımız

Şair ve "Edebiyat Ortamı" dergisinin editörü Mustafa Aydoğan'ın son şiir kitabı.

Edebiyat Ortamı Yayınları tarafından basıldı.

Otur bir şiir var içinde. 64 sayfa.

sabahleyin bir tantana

yılmaz yılmaz'ın ikinci öykü kitabı.

112 sayfa. mart 2012 baskı tarihli.

okur kitaplığı tarafından yayımlanan kitapta dokuz öykü yer alıyor.

güzel, canlı, sevimli öyküler.

ali değirmenci

"islam tarihinden portreler" adlı kitabının ikinci baskısı ocak ayında yapıldı.

ekin yayınevi tarafından okuyucu ile buluşturulan kitapta yer alan portre sayısı on ikiden on beşe çıkarılmış.

şiirimizde milenyum kuşağı

utku özmakas imzalı kitap.
2008'de pan yayınlarından çıkan 146 sayfalık bu kitapta son dönem türk şiiriyle ilgili yazılar yer alıyor.

yazar, kitabın ikinci bölümünde efe murad, ömer şişman, ali özgür özkarcı, mehmet erte, eren safi, mehmet öztek, nilay özer ve serkan ışın'ın bazı şiirleri üzerinde duruyor, kısa değerlendirmeler yapıyor.

islam tarihinden portreler

kitabın -genişletilmiş- yeni baskısı ocak ayında yapıldı.

gidiyorum bu

kasım 2011'de 6. baskısı yapıldı.
bir şiir kitabı için ciddi bir ilgi gördüğünü söylemek lazım.
şiir adına sevindirici bir durum bu.

dar vakit günleri

şair, yazar mürsel sönmez'in denemelerini bir araya getirdiği kitap.
birey yayınları'ndan. 2 baskı yapmış.
128 sayfalık kitap üç bölüm hâlinde düzenlenmiş.

karşılıksız iyilik

dergiler hakkında değerlendirmeler yapan site.

yazarı, yazar kadrosu belli değil.
yapılan bazı yorumlara ve site hakkındaki bazı yazılara bakıldığında, yordam dergisini çıkaran mehmet sait çakar ismi üzerinde durulduğu görülüyor. ona ara sıra yardım eden bir iki kişi daha olabilir.

beğendikleri dergi nerdeyse hiç yok. bu konuda oldukça cimri davranıyorlar.
yazılarda çok belirgin bir agresiflik, hınç ve kötüleme eğilimi var.
adeta intikam almak için yazıyorlar.
ileri sürdükleri görüşler de fazlasıyla öznel. hatta art niyetli.
belli bir eksen ve edebiyat görüşü yok.
yorumlara bakıldığında da görülüyor ki bu adam(lar) saldırarak gündem oluşturmaya, gündeme gelmeye çalışıyorlar. neyi, niçin eleştirdikleri tam olarak anlaşılmıyor bu yüzden. son zamanlarda, eleştirilerin içini biraz daha doldurma eğiliminde oldukları söylenebilir. gerekçesiz eleştiri sadece kötülüğün artmasına, çoğalmasına yol açıyor çünkü.

bazen görüşlerine, dizelerine yer verseler de çok koyu bir ismet özel düşmanlığı yapıyorlar. aynı zamanda, kürt sorununa duyarlı olmayan herkesi karalama eğilimi içindeler. içinde büyüdükleri kültürel havzayı herkesten fazla çekiştiriyorlar. ekmeğini yedikleri tasa pislediklerini söyleyenler çoğunlukta. yazıların isimsiz yayımlanması bu yargıları körüklüyor. ömer lekesiz'in, "karanlığın içinden kurşun sıkmak"la itham eden bir yorumu haklılık payı taşıyor.

şiir anlayışları da tek boyutlu. işlerine gelmeyen, kafalarına uymayan şiir algılarını ve örneklerini bodoslama harcamaya yatkınlar. çuvalladıkları, komik duruma düştükleri, sert karşılıklara cevap veremedikleri görülüyor bu konuda. yazılara serpiştirdikleri alıntı cümlelerle eleştirel kuramlardan haberdar oldukları, modern şiiri bildikleri havası yaratmaya çalışıyorlar. bu yetmeyince kendilerini de eleştiriyormuş gibi görünerek patolojik haller sergiliyorlar. nitekim mustafa uçurum, milat gazetesinde yayımladığı bir yazısında bu tutumlarını mizahla, kara mizahla özdeşleştirmişti.

ön yargıları ve eleştirel tutumları, yaptıkları doğru tespitlerin, önemli ve yerinde çıkarımların da üstünü örtüyor.

onlarca dergiyi takip edip değerlendirmeleri ise takdire şayan.

dar zaman

emel özkan'ın ilk şiir kitabı.
64 sayfadan oluşan kitap kasım 2011'de profil yayınlarından çıktı.

ömrümün kısa günü

şair hüseyin akın'ın son şiir kitabı.
profil yayınlarından çıktı.
kasım 2011 tarihli kitap 64 sayfa.

yenilgiden dönerken

aliy ayçil'in timaş yayınlarından çıkan deneme kitabı.
kasım 2011 tarihli kitap 150 sayfa.

endülüs

şair, yazar metin önal mengüşoğlu'nun şiir kitabı.
ekim 2011 tarihli. okur kitaplığı'ndan.
208 sayfa.

yozlaşma ve baskı ortamında sanat

Bas­kı, zu­lüm ve yoz­laş­ma­nın dört bir ya­nı ku­şat­tı­ğı bir dün­ya­da, sa­nat bir di­ren­me bi­çi­mi ola­rak var ola­bi­lir mi?

Bu so­ru­nun ce­va­bı şüp­he­siz, sa­nat de­di­ği­miz şey­den ne an­la­dı­ğı­mız­la bi­re bir iliş­ki­li­dir.

Zi­ra sa­nat­tan bek­le­dik­le­ri­mi­zi, sa­na­ta yük­le­di­ği­miz an­lam­lar be­lir­ler.

Sa­nat so­run­sa­lı et­ra­fın­da şe­kil­le­nen o es­ki tar­tış­ma, "Sa­nat, sa­nat için mi­dir, sa­nat top­lum için mi­dir?" tar­tış­ma­sı, bel­ki de bu ne­den­le böy­le­si­ne önem­li­dir.

Sa­nat ya­pı­tı­nı, bir dü­şün­ce­nin be­lir­li bir sa­nat­sal dil ve yön­tem­le açık­lan­ma­sı ola­rak gö­ren Ali De­ğir­men­ci, "Yoz­laş­ma ve Bas­kı Or­ta­mın­da Sa­nat" adlı bu ça­lış­ma­sın­da, biz­le­ri bir ta­raf­tan bir­bi­rin­den il­gi çe­ki­ci de­ne­me­ler ve ki­tap de­ğer­len­dir­me­le­ri ile baş ba­şa bı­ra­kır­ken, di­ğer ta­raf­tan da bu ka­dim so­run­sal ek­se­nin­de do­laş­tı­rı­yor.